Bu Blogda Ara

13 Ocak 2010 Çarşamba

Minnet Duygusunu Gülümsemeye Gizlemek; 2






Tabakları toplayıp getiren teyzeye bunları atın lazım değil dediğimizde bize bir bakışı vardı utandım. O bakış hala aklımda az önce bize yemek veren bu insanların sanırım çok paraları var bu neyin israfı der gibi bakıyordu. Yemek faslı bitti dua için camiye geçtik.

Hoca efendi bir dua ediyor keşke kayıt olsa da kayıt etsem diyeceğim cinsten bir dua. Ne metiyeler diziyor ne övgüler sayıyor bizim için duymanız lazım. Birden biz neymişim be dedik hepimiz birden nelere vesile olduk o zaman anladık. Anladık ki bu insanlara bugüne kadar kimse el uzatmamış. Orada bulunan yaşlılar gözeleri dolarak bakıyorlar size. Kim bilir hangi hislerle bakıyorlar anlamamız mümkün değil. Hoca efendi duasını iki dilde yapıyor bir bizim anlamamız için Fransızca ( biz derken yanımızda fransızca bilen Türk Okulunun öğretmenleri demek istedim ben değil ) diğeri yerli dilinde.

Yemek dağıtımına Ercan beyle beraber İsmail Danyıldızı,Sabri Kızıltoprak ve Okulun Müdürü İbrahim beyle birlikte gidiyordum. Bu ekipte değişmeyen tek isim ercan beydi. Diğerleri bazılarına katılabildiler diğer programlar ve yemeği götüreceğimiz camiden gelen görevlilerinde bizimle olması sebebi ile arabada yer olmamasından sebeb. Ercan bey Okulun Türkçe öğretmeni. Mizac olarak benziyoruz birbirimize bir çok yerde görev yapmış tecrübeli bir arkadaş. Geçen gün bir oğlu oldu adı Ahmet Kamil dünya tatlısı bir çocuk Allah babası gibi vatanına milletine hayırlı biri olmayı nasip etsin.

Birinci gün gittiğimiz cami ile devam edeyim anlatmaya. Geniş bir avlusu olan bir daha Afrika şartlarında organize bir cami. Görevliler var bize yardım eden yer gösteren. Yemekleri dağıtmaya başladık insanlar sıraya girdiler beklediğimiz kargaşasan uzak bir görüntü var. Herkes sakin denecek kadar az telaşlı ve sırasını bekliyor. Yemekleri dağıttık meyve suyu olarak buranın yerel bir içeceği var adı bisap, onu veriyoruz ki her yerde çok kolay bulunan bir içecek yemeklerin hepsi bitmiş bisap dağıtmaya geçmişim bir kişi geldi, üzerinde tam olarak elbise namına bile bir şey yok denemebilir sokakta yatıp kalktığı her halinden belli. Bize öyle bir baktı içim cız etti yemeklerin bittiğine herkese yettiğine sevinirken keşke dedim kendim için ayırmayı düşündüğüm şeyi ayırsaydım. Ama malesef ayırmamıştım ve hiç yemek kalmamıştı. Kazanların dibi bile ekmekle sıyrılmıştı. O kadar üzüldük ki anlatamam. Neyse ki bisap vardı ama bardak kalmamıştı. O perişan vaziyette ki arkadaşa bisap verebilmek için bir şeyler araştırırken ercan abi adama git bir şeyşer bul getir sana bisap verelim dedi. Biz bir yandan arkadaş bir yandan ona bisap vermek için bir şeyler ararken arkadaş elinde bir poşetle geldi. Burada yaygın olarak kullanılan bir yöntem herşeyleri poşette saıyorlar çorba dan pilava kadar sudan mevye suyuna kadar herşey. Neyse ki elindeki poşete ağzına kadar bisap doldurup verdiğimizde kalan bir parça ekmekte bulduk arabada yolda orucumuzu açarız diy ayırdığımız muzlarıda verdikten sonra yüzündeki o memnuniyet nihayet bizi kendimize getirdi.

Herkes herşey bu kadar güzel. Tabi bu arada komik olaylarda olmuyor değil. Teyzenin biri geldi evladım dedim buyur teyze dedik içecek ne var dedi. Bisap var teyze kaç bardak istersen al. Teyze ne dese beğenirsiniz üzüm suyu varmı evladım. Biz Ercan abi ile koptuk tabi. Çünkü burada üzüm tane ile satılıyor o kadar pahalı ki kg ı yaklaşık 20 TL felan .Teyze bırak üzüm istemeyi suyunu istedi bizden. Çok güldük hala birbirimizi görünce şakalaşırız üzüm suyu varmı abi içelim diye.

2 yorum:

  1. amirim allah ebeden razı olsun sebep olanlardan
    ne güzel şeyler değilmi?
    durmak yok, yola devam değilmi?

    YanıtlaSil
  2. Devam inşallah üstadım. Bu sene 7 gün verilebildi seneye Rabbim bütün günler vermeyi nasip etsin inşallah.

    YanıtlaSil